Tiroid Hastalıkları
Tiroid Bezi Nedir?
Tiroid bezi, boynun ön orta hattında, gırtlağın hemen altında bulunan; sağ ve sol olmak üzere iki lobtan oluşan ve normalde 15-25 gram ağırlığında bulunan kelebek şeklinde bir bezdir. Sağ ve sol loblar istmus denen bölümde birbirine bitişik olarak bulunur. Sağlıklı bir yetişkinde, her lob yaklaşık olarak 4-5 cm uzunluğunda ve 1-2 cm enindedir.
Tiroid bezinin her iki yanında ses tellerine giden sinirler bulunur. Tiroid bezi, fonksiyonuyla ilintili olarak ağırlığının 5 katı kadar yüksek düzeyde bir kanlanmaya sahiptir.
İçindekiler
- Tiroid Bezi Nedir?
- Tiroid Bezinin İşlevi Nedir?
- Tiroid Hormonlarının Vücut İçin Fizyolojik Önemi Nedir?
- Tiroid Hormonları Fazla Veya Az Salgılanırsa Ne Olur?
- Hipotiroidi Nedir?
- Hipotiroidiye Yol Açan Sebepler Nelerdir?
- Hipotiroidizm Nasıl Tedavi Edilir?
- Hipertiroidi Nedir?
- Graves Hastalığı Nedir?
- Hipertiroidizm Nasıl Tedavi Edilir?
- Guatr Nedir?
- Guatr Nasıl Tedavi Edilir?
- Tiroid Nodülü Nedir?
- Tiroid Nodülüm Olduğunu Nasıl Anlarım?
- Tiroid Nodüllerinden Daima Kanser Gelişir mi?
- Tiroid Nodüllerinin Tedavisi Nasıldır?
- Tiroid Kanseri Türleri Nelerdir?
- Tiroid Neoplazmları(Tiroid Kanseri) Nasıl Tedavi Edilir?
- Tiroidit Nedir, Belirtileri Nelerdir ?
- Tiroid Bezi İşlevlerini Değerlendiren Testler Nelerdir?
- Kimler Tiroid Hastalıkları İçin Risk Altındadır?
Tiroid Bezinin İşlevi Nedir?
Tiroid bezi, gelişim ve metabolizma için gerekli olan tiroid hormonlarının üretimi, depolanması ve kana salınımını gerçekleştirir.
Tiroid hormon üretimi, beynimizin tabanında bulunan ön hipofiz bezinin hormonları olan tirotropin ya da tiroid stimüle edici hormon(TSH) tarafından düzenlenir. Hipofiz bezinden TSH hormonunun salınımı ise hipofiz bezinin üstünde yer alan hipotalamusun salgısı olan TRH hormonu tarafından düzenlenir. Görüldüğü gibi, hipotalamus, hipofiz ve tiroid birbirine bağımlı olarak çalışan yapılardır. Kanda tiroid hormonlarının düzeyi düştüğünde, hipotalamus TRH salgısı ile hipofizden TSH salgılatır. Hipofizden salgılanan TSH ise tiroid bezini etkiler ve tiroid bezinden tiroid hormonları salgılanmasını teşvik eder. Tiroid hormonu salgısı ayrıca, tiroid bezinin kendi içindeki otoregülasyon sistemi, çevresel faktörler bazı hormon ve kimyasallar aracılığı ile de düzenlenir.
İyot, tiroid hormon salgısı için gereklidir. Gıdalar ve su ile alınan iyot, bağırsaklardan kana geçerek tiroid bezine ulaşır ve tirozin aminoasidi ile birleşerek tiroid hormonlarının yapısına katılır.
Tiroid bezi salgıladığı iki hormon aracılığı ile vücudun metabolizma hızını düzenler. Bu iki hormon T3 ve T4 hormonlarıdır. T3 hormonu tiriiyodotironin olarak isimlendirilir ve 3 adet iyot atomu içerir. T4 hormonu ise tiroksin olarak isimlendirilir ve 4 adet iyot atomu içerir. Tiroid bezi daha fazla miktarda(%80) T4, daha az miktarda(%20) T3 salgılar. Yani T4, tiroid bezinin ana salgısıdır ancak hücrelere giren ve etkili olan hormon T3 hormonudur; T4 hormonu hücrelere giremez. Bu nedenle T4, karaciğer, kalp ve böbreklerde deiyodinaz enzimleri yardımı ile T3'e dönüştürülür.
Tiroid bezinden salgılanan bir diğer hormon ise kalsitonin olup, kemik dokusundan kana kalsiyum salınmasını sağlar.
Tiroid bezinin 3 haftalık bir depolama rezervi vardır. Tiroid bezinden kana salınan tiroid hormonları, başta TBG(tiroksin bağlayıcı globulin), tiroksin bağlayan prealbumin(TBPA) ve serum albumini (SA) olmak üzere vücutta çeşitli proteinlere bağlı olarak dolaşırlar. Bu proteinlere bağlanarak kanda dolaşan tiroid hormonları total T3 ve total T4 olarak adlandırılır. Bir miktar tiroid hormonu ise serbest olarak dolaşır ve serbest olarak dolaşan tiroid hormonları etkilerini hücre içine girerek gösterirler. Serbest olarak dolaşan tiroid hormonları ise serbest T3 ve serbest T4 olarak adlandırılır ve kandaki düzeyleri tiroid bezinin çalışma düzeyini yansıtması açısından oldukça önemlidir.
Bazı durumlarda(gebelik, siroz, hepatit, östrojen artışı,..) kanda bulunan bu taşıyıcı proteinler(TBG, albumin,..) sayıca artar; bu durumda serbest T3 ve serbest T4 değerleri normal, total T3 ve T4 seviyeleri artmış olarak bulunur.
Bazen de total T3 ve T4 azalmış olarak bulunurken, serbest T3 ve T4 seviyeleri normal sınırlarda kalır ki bu durum, kronik karaciğer hastalığına, şiddetli bir sistemik hastalığa veya nefroza işaret eder.
Tiroid Hormonlarının Vücut İçin Fizyolojik Önemi Nedir?
Tiroid hormonlarının faaliyeti, anne karnındayken başlar ve hayat boyu devam eder. Fetus ve yenidoğanda beyin ve nöronal gelişimden sorumlu olan tiroid hormonları, ileri yaşlarda dokuların onarımı ve yenilenmesinden, geriatrik populasyonda ise demansın önlenmesinden sorumludur.
Hücrenin yapısal proteinleri, enzim proteinleri ve bazı membran proteinlerinin sentezi için tiroid hormonlarının gerekliliği, tiroid bezinin hücresel metabolizma için önemini açıklamaktadır.
Tiroid hormonları; kalp atım hızını, kan kolesterol düzeyini, vücut ağırlığını, kas gücünü, hafızayı ve psikolojik durumu, cilt ve tırnak yapısını, seks organlarını, adet düzenini, kemiklerin yapısını ve birçok organın metabolizmasını doğrudan etkiler.
Çocukların büyüme ve gelişmesi için kanda yeterli miktarda tiroid hormonu bulunması gerekir. Büyüme döneminde görülen tiroid hormonu yetersizliği, zaka geriliği ve cücelik gibi çok ciddi gelişimsel bozukluklara yol açar.
Tiroid hormonları ayrıca insülin salgısı aracılığı ile kan glikozunun düzenlenmesinde etkilidir. Yani tiroid hormonları, ekmek, şeker ve nişasta gibi karbonhidratların yakılarak enerji elde edilmesini sağlar.
Tiroid hormonları, kan yağları olan kolesterol ve trigliseritlerin yakılmasını artırarak bu maddelerin kanda birikmesini önler.
Görüldüğü gibi, vücudumuzda, tiroid hormonlarının etkisi altında olmayan bir yapı, organ veya sistem bulmak neredeyse imkansızdır.
Tiroid Hormonları Fazla Veya Az Salgılanırsa Ne Olur?
T3 ve T4 hormonlarının az veya fazla salgılanması faklı patolojik tablolara neden olur. Tiroid hormonlarının salgılanmasındaki düzensizlikler farklı nedenlere bağlı olarak farklı düzeylerde ve farklı biçimlerde görülebilir. Tiroid bezinin hastalıkları, tiroit hormonlarının aşırı üretimini (tirotoksikoz) uyaran ya da tiroit bezinin yıkımına ve tiroit hormonlarının az üretimine(hipotiroidizm) neden olan süreç ve mekanizmalardan kaynaklanır.
Hipotiroidi Nedir?
Yapısal veya fonksiyonel nedenlerle tiroid hormonlarının az salgılanmasına hipotiroidi denir. Hipotiroidisi olan bir hastanın hücresel metabolizması yavaşlar; kişide halsizlik, iştahsızlık, cildin kuruması, saç dökülmesi, gelişme geriliği, depresyon, konsantrasyon zorluğu, hafızada zayıflama, bağırsak hareketlerinde azalma, boğuk ses, üşüme, unutkanlık ve kilo alma gibi belirtiler ortaya çıkar. Tiroid bezinin az çalışmasına yol açan nedenlerin başında Hashimoto hastalığı gelir. Orta yaş ve üzerindeki kadınlarda tiroid bezinin yetmezliği oldukça sık görülür.
Hipotiroidi daha az sıklıkla hipofizer ya da hipotalamik bir hastalığa bağlı olarak da görülebilir. Bazen tiroidit dediğimiz tiroid bezi iltihabı da, geçici(subklinik) hipotiroidiye neden olabilir; bu durumda T3 ve T4 hormon seviyeleri değişmez ancak TSH artmış olarak bulunur. Klinik hipotiroidizmde ise TSH fazlaca artmış ve serbest T4 seviyesi açıkça azalmıştır.
Hipotiroidiye Yol Açan Sebepler Nelerdir?
Otoimmun hipotiroidizm(Hashimoto tiroiditi): Tiroid peroksidaz(TPO) antikorları otoimmun tiroidizmi olan hastaların %90'ında artmıştır.
İlaçlar: İyot içeren kontrast madde, amiodaron, lityum, antititroit ilaçlar, p-aminosalisilik asit, sitokinler, aminoglutetimid gibi bazı ilaçlar neden olabilir.
İyatrojenik: I-131 tedavisi, parsiyel veya total tiroidektomi,lenfoma ve kanser tedavisi için eksternal boyun ışınlaması gibi tedavilerin sonucu olarak görülebilir.
Konjenital(doğumsal) hipotiroidizm: Tiroid bezinin yokluğu, yeterince çalışmaması veya TSH reseptör mutasyonuna bağlıdır.
Hipohipofizm: Hipofiz tümörleri, hipofiz cerrahisi, infiltratif hastalıklar, travma va bazı genetik bozukluklarda hipotiroidi görülebilir.
Hipotalamik hastalıklar: Hipotalamusun tümörleri, travma ve infiltratif hastalıklar da hipotiroidiye yol açabilir.
Kretenizm: Erken çocuklukta görülen hipotiroidizmdir. İskelet sistemi yetersiz gelişir. Ağır mental gelişim geriliği, kaba yüz ve boy kısalığı vardır.
Miksödem: Erişkin dönemde görülen ileri hipotiroidizmdir. Zihinsel ve fiziksel aktivitede azalma, entellektüel fonksiyonlarda azalma, ifadede donukluk ve kilo artışı ile karakterizedir.
Hipotiroidizm Nasıl Tedavi Edilir?
60 yaş altı ve bilinen kalp hastalığı olmayan yetişkinlere, günlük 50-100 mg levotiroksin(T4) başlanabilir. Yaşlılarda ve kalp hastalığı olanlarda bu doz daha düşük olacak biçimde ayarlanır. TSH seviyeleri olması gereken düzeye ulaşana dek, doz TSH seviyelerine bakılarak her 6-8 haftada bir 12.5 ila 25 mg artırımlar yapılarak ayarlanır. Gebelik tanısı konulan bir kadında ise levotiroksin replasman dozu artırılır. Annedeki hipotiroidizmin tanı ve tedavisi gecikirse fetusun nöral(zihinsel) gelişimi etkilenir; bu nedenle gebelikte hipotiroidizm tedavisi ihmal edilmemelidir.
Hipertiroidi Nedir?
Tiroid hormonlarının fazla salgılanmasına ise hipertiroidi denir. Hipertiroidili bir hastada, kalp hızında artış, çarpıntı, bağırsak hareketlerinde artış, oligomenore, iştah artışına rağmen kilo kaybı, terleme, sinirlilik, uykusuzluk, ellerde titreme ve sıcağa tahammülsüzlük gibi belirtiler ortaya çıkar. Tiroid bezinin çok çalışmasına yol açan nedenlerin başında tiroidin diffüz hiperplazisi (Graves hastalığı), multinodüler(toksik) guatr ve tiroid adenomu(toksik adenom) gelmektedir. Hipotiroidili hastada levotiroksin tedavisinin dozunun iyi ayarlanamadığı durumlarda da hipertiroidi belirtileri görülür.
Graves Hastalığı Nedir?
Graves hastalığı, bağışıklık sistemine ait nedeni bilinmeyen bir bozulma sonucu oluşur. TSH hormonunun tiroid bezine tutunduğu reseptörlere karşı bağışıklık sisteminin antikor üretmesi söz konusudur. Oluşan bu reseptör antikorları tıpkı TSH gibi davranarak, tiroid bezinin aşırı çalışmasına yol açarlar.
Graves hastalığında ailevi yatkınlık vardır. 20-40 yaş arasında kadınlarda 7 kat daha fazla görülen Graves hastalığı, otoimmun bir hastalıktır ve patogenezinde otoantikorlar rol oynar. Klinik hipertiroidizm gelişir. Hastalık çoğunlukla yavaş seyreder. Kilo kaybı, çarpıntı, anksiyete, uykusuzluk, kas atrofisi, osteoporoz ve ekzoftalmi görülür. Sıklıkla guatr ve ekzoftalmi görülür. Nadiren de parmakların çomaklaşması ve bacak derisinde iltihap gözlenir. Bu hastalarda B hücreli lenfoma gelişme riski vardır.
Hipertiroidizm Nasıl Tedavi Edilir?
Hipertiroidizm tedavisinde genellikle, antitiroid ilaçlar(metimazol, karbimazol, propiltiourasil) ya da radyoaktif iyot ile tedavi tercih edilir. Radyoaktif genellikle, 1-2 yıllık antitiroid ilaç tedavisine rağmen yanıt alınamayan hastalarda tercih edilir, bazen ilk seçenek olarak da tedaviye başlanabilir. Antitiroid ilaçlarda doz ayarı, hekim tarafından hastaya özel olarak yapılır ve tedavinin başlangıcından itibaren 4 hafta sonra tiroid fonksiyon testleri kontrol edilir, T4 seviyesi normal düzeylere çekilinceye kadar doz ayarlaması yapılır. Tedavinin bazı yan etkileri vardır; döküntü, ürtiker,ateş ve nadiren de hepatit, boğaz ağrısı ve ağız ülserleri görülebilir. Adrenerjik semptomların tedavisinde ise propranolol veya atenolol kullanılabilir. Radyoaktif iyot tedavisi hamilelerde kullanılmaz onun yerine en düşük etkin dozda propiltiourasil kullanılabilir. Yaşlılarda tedavi, yaşa bağlı olası yan etkileri en aza indirmek için ayrıca planlanır.
Guatr Nedir?
Guatr, çeşitli nedenlerden dolayı tiroid bezinin aşırı büyümesi(>25 gr) durumunu ifade eder. Guatr, nodül varlığında, tiroiditte ya da Graves hastalığı varlığında ortaya çıkmış olabilir. Tek başına bir "hastalık ismi değildir". Guatr, sıklıkla iyot eksikliği olan bölgelerde yeterli hormon sentezini sağlamak için tiroid bezinin aşırı büyümesi sonucu ortaya çıkar ve kadınlarda erkeklere oranlara daha sık görülür.
"Basit guatr" tiroid bezinin büyümesine rağmen çalışmasında sorun olmamasıdır. Guatr bazen hiçbir şikayete yol açmaz; bazen de nefes borusuna bası yapar ve ses kısıklığı, yutma güçlüğü gibi şikayetlere yol açar.
"Nodüler guatr" ise, tiroid bezinin nodüller oluşturarak büyümesidir. Bazı nodüller kanser riski taşıdığı için, ultrason, sintigrafi ve gerekiyorsa biyopsi ile araştırılması ve takip edilmesi gerekir.
Guatr Nasıl Tedavi Edilir?
Guatrı olan hastalarda tiroit fonksiyon testleri yapılarak tirotoksikoz veya hipotiroidizm olup olmadığı incelenir. Palpabl nodül varlığında ultrasonografi çekilir. Radyoaktif iyot tedavisi hastaların çoğunda guatrda belirgin bir gerileme sağlar. Guatr bazı hastalarda tiroid hormonu benzeri ilaç verilerek tedavi edilmeye çalışır, bezin çok büyüdüğü durumlarda ise, basıyı hafifletmek için ameliyatla bezin bir kısmı çıkartılır.
Tiroid Nodülü Nedir?
Tiroid bezinin içinde çevre dokudan farklı normal dışı doku oluşması durumudur. Bu hücre kümelerine nodül adı verilir. Tiroid nodülleri, malign(kötü huylu) ya da benign(iyi huylu) olabilmektedir.
Tiroid Nodülüm Olduğunu Nasıl Anlarım?
Kanamalı ve ağrılı nodüller ve bası yaparak ses kısıklığı, yutma güçlüğü ve öksürüğe neden olan nodüllerin de görülebilmesinin yanında, birçok nodül hiç bir belirti vermez. Tiroid nodülleri çoğunlukla hasta ya da hekim tarafından tesadüfen fark edilirler.
Tiroid Nodüllerinden Daima Kanser Gelişir mi?
Tiroid bezi nodülleri sıklıkla benigndir. Ancak bazı nodüllerde neoplazi gelişim ihtimali daha fazladır. Nodül genç bir hastada görülmüşse, nodül erkek hastada görülmüşse, baş boyun bölgesine radyasyon öyküsü varsa, ayrıca nodül soliter ya da soğuk nodül yapısında ise hasta, neoplastik risk artışı açısından değerlendirilmelidir. Ayrıca, nodül tiroid bezinin orta hattında istmusta bulunuyor ise, yalnız bir tane nodül bulunuyorsa, nodül çevre dokuya yapışıklık gösteriyorsa, sınırları düzensiz bir nodülse ve ileri yaşta birden bire ortaya çıkmış ise, nodül kanserleşme riski açısından daha dikkatli incelenmelidir..
Muayene, ultrason ve sintigrafi nodülün neoplastik olup olmadığı ile ilgili kesin bilgi vermez. Kesin tanı biyopsi örneğinin mikroskobik olarak incelenmesi ile konulur.
Tiroid Nodüllerinin Tedavisi Nasıldır?
Biyopsi ile kesin tanısı konulan nodülün benign ya da malign oluşuna göre tedavi için izlenecek yöntem değişir. Nodül çevre dokuya bası yapıp şikayete yol açıyorsa ya da malign bir nodül ise tedavi edilmesi gerekir. Toksik nodüllerde radyoaktif iyot tedavisi kullanılabilir. Benign nodüller belirli aralıklarla yapılacak muayeneler ile gözlenmelidir. Bazı durumlarda da nodül, tiroid dokusundan ayrılarak cerrahi olarak çıkartılabilir. En uygun tedavi seçeneğini, sizinle görüşen hekim belirleyecektir.
Tiroid Kanseri Türleri Nelerdir?
Tiroid kanserleri sıklıkla iyi differansiyedir ve yine sıklıkla erken çocukluk-gençlik döneminde görülürler. Sık görülen tiroid karsinomları şunlardır:
1.Papiller Karsinom: En sık görülen tiroid kanseridir.(%70-80) Kadınlarda iki kat daha sık görülür. Lenfatik tutulum ve çevre lenf nodlarına metastaz sıktır. Çoğunlukla prognoz çok iyidir.
2.Folliküler Karsinom: Papiller karsinoma göre daha ileri yaşta(40-60) görülmesine karşın görülme sıklığı %10-20 kadardır. İyot eksikliği olan bölgelerde görülme sıklığı arttığı gözlenmiştir. RAS ailesi gen mutasyonları izlenir. Foliküler adenomdan farkı, kapsül ve damar invazyonunun görülmesidir.Bu nedenle ince iğne aspirasyonu ile tanı koymak zordur. Yayılım daha çok hematojen(kan) yoluyla olur. 5 yıllık sağkalım %90 dır.
3.Medüller Karsinom:Kalıtsal geçiş gösterme oranı en yüksek olan kanser türüdür. Sporadiktir, tüm tiroid karsinomları içinde %5lik bir yere sahiptir. Ailesel tipte olanları erken yaşlarda gözlenir ve RET mutasyonları izlenir. 5 yıllık sağ kalım %50'dir. Hematojen yayılım olur.
4.Anaplastik Tiroid Karsinomu: En kötü prognozlu tiroid kanseridir. Sık rastlanmayan bir tiroid karsinomudur. İleri yaşlarda görülür. İyot eksikliği olan bölgelerde sıklığı artar.Sıklıkla p53 mutasyonu izlenir ve yaşam süresi bir yılın altındadır. Kısa sürede büyüyerek çevre dokuya yayılan lezyonlar gözlenir. Ses kısıklığı, yutma güçlüğü ve öksürük ile karakterizedir.
Tiroid Neoplazmları(Tiroid Kanseri) Nasıl Tedavi Edilir?
Uygulanacak tedavi, biyopsi materyalinin patoloji laboratuvarında incelenmesi ile belirlenir. Tiroid kanseri teşhisi konmuş hastada tiroid bezinin tamamı veya bir kısmı "tiroidektomi" denilen cerrahi girişim ile çıkarılır. Papiller ve foliküler kanserde genellikle tiroid dokusunun tamamına yakını çıkarılır. Tiroidektomiden sonra kalan tiroid dokusu için "Radyoaktif İyot" tedavisi uygulanan hastalar sonraki süreçte yaşam boyu T4 hormonunu ağızdan almak zorundadırlar. Kanser saptanmayan iyi huylu nodüllerde ilaç tedavisi ya da yalnızca hasta takibi uygulanır. Medüller tiroid kanserinde ise tedavi tamamen cerrahidir, çünkü bu tümörler radyoaktif iyor tutmazlar. Medüller kanserli hasta, ek olarak RET mutasyonları için incelenmelidir. Cerrahi tedavi, nodülün ileriki dönemde kanserleşme riski taşıdığı durumlarda da geçerli olan bir seçenektir.
Tiroidit Nedir, Belirtileri Nelerdir ?
Tiroid bezinin iltihabına denir. Boyun ön kısmında hissedilen ağrıyla kendini gösterebilir. Bezde depolanmış hormonların bir anda dolaşıma dökülmesiyle hipertiroidi belirtileri ortaya çıkabilir. Bu durum sıklıkla geçicidir ve hasta kendiliğinden düzelir. Tiroiditler beş alt başlık altında incelenebilir:
1.Hashimoto Tiroiditi (Kronik Lenfositik Tiroidit): Vücudun savunma sisteminin tiroid dokusuna saldırmasıyla ortaya çıkar ve ileri evrelerinde klinik olarak hipotiroidi gelişir. Otoimmun inflamatuar bir hastalıktır ve her 100 kadından 13'ü, her 100 erkekten 3'ünde görülür. En sık olarak ise orta yaş ve üzeri kadınlarda görülür. Hashimoto hastalığının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli enfeksiyonlar, stres ve kaltım ön plana çıkmaktadır.
Hashimoto tiroiditi, iyot seviyesinin yeterli olduğu bölgelerde erişkin hipotiroidizminin en sık nedenidir. Hashimotolu hastalarda B hücreli lenfoma riski artmış olarak gözlenir.
Hastalığın başlangıcında, tiroid hasarına bağlı olarak T3 ve T4 hormonları bir miktar azalır. Artan TSH üretimi ile T3 ve T4 düzeyleri normale döner. Hashimoto hastalığının tanısı, anti-TPO (anti-tiroid peroksidaz) ve anti-TG(anti-tiroglobulin) antikorlarının yüksek bulunmasıyla konulur. Hastalığın tedavisi, eksik hormonların yerine konulması esasına dayanır.
2.Subakut Tiroidit (De Quervarin Tiroiditisi): Sıklıkla viral bir etkeni olan ve üst solunum yolu enfeksiyonu ile seyreden bir hastalıktır. Tüm tiroiditler gibi orta yaş kadınlarda daha sık görülür. Ateş, boyun ön bölgesinde şişlik ve ağrı gibi belirtileri vardır. Ağrı genellikle aniden gelişir ve üst çene ile kulaklara yayılımı vardır.
3.Subakut Lenfositik Tiroidit: Herhangi bir yaşta görülebilir. Ancak en sık orta yaş ve üzeri kadınlarda görülür.Ağrısız bir tiroidittir ve histolojik olarak Hashimato tiroiditine benzer.
4.Reidel Tiroiditi: Tiroid bezinde aşırı fibrozis ile karakterizedir. Tiroid bezi "tahta gibi sert" olarak gözlenir. Fibrozisi, çevre organlara yayılabilir ve bu durum anaplastik tiroid karsinomu ile karışmasına neden olabilir.
5.Akut Tiroidit: Genellikle geçirilen bir bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonunun ardından ortaya çıkar. Tiroid bezi ağrılı ve şiştir. Dokuda nötrofil infiltrasyonu vardır.
Tiroid Bezi İşlevlerini Değerlendiren Testler Nelerdir?
1.Kan Testleri: Tiroid bezi fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla sıklıkla kullanılan testler, kanda serbest T3 serbest T4, TSH hormonları ve anti-TPO ile anti-TG antikorlarının, TSH reseptör antikorunun ve kalsitonin düzeyinin kan düzeylerinin ölçülmesidir. Ayrıca tiroid bezi tamamen çıkarılmış hastaların takibinde kan tiroglobulin düzeyinden faydalanır.
T3 ve T4 normal sınırların altında bulunursa, tiroid bezi yeterince iyi çalışmıyor demektir. TSH yüksekliği de tiroid bezinin yeterince hormon salgısı yapamadığını gösterir. TSH yüksekliği ise, tiroid bezinin fazla salgı yaptığı anlamına gelir. Bazı durumlarda ise, kan TSH düzeyi, normal sınırlar dışında olmasına karşın, tiroid hormon seviyeleri (T3 ve T4) normal sınırlarda bulunabilir. Bu durum hipofiz bezinin az veya çok TSH salgılayarak tiroid bezinin salgısındaki bir düzensizliği kompanse etme çabasını gösterir.
- Anti-TPO ve anti-TG antikorlarının yüksekliği ise tiroidde otoimmun bir hastalık(Hashimoto hastalığı) olduğunu gösterirler.
- TSH reseptör antikoru, Graves hastalığı varlığında kan düzeyi yükselen bir antikordur.
- Kalsitonin ölçümü ise, medullar tip tiroid karsinomu tanı ve takibinde değerli bilgiler sağlar.
2.Tiroid Ultrasonu: Tiroid bezinin ses dalgaları ile bilgisayar ortamında izlenmesidir. Radyoaktif madde kullanılmadığı için gebelerde tercih edilen bir yöntemdir. Ultrason ile nodülün yapısı, sınırları, içinde sıvı olup olmadığı, iyi huylu olup olmadığı araştırılabilir. Ayrıca, tedavi sonrası bezin ya da nodülün ne kadar küçüldüğünü izlemek için de kullanılır.
3.Tiroid Sintigrafisi: Damardan verilen radyoaktif maddenin tiroid bezindeki tutulumu incelenerek, tiroid nodülünün özelliklerinin araştırılmasıdır. Tetkik sırasında, radyoaktif maddenin düşük olarak tutulduğu nodüllere soğuk nodül denir ve sintigrafide görülen soğuk nodül kanserle uyumlu bir bulgu olarak kabul edilir. Ancak kesin teşhis biyopsi ile konulur. Radyoaktif bir yöntem olduğundan, gebelerde tercih edilmez.
4.Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi: Tiroid bezindeki nodülün neoplastik olup olmadığını araştırmak için, tiroid nodülünden enjektör yardımı ile parça alınması işlemidir. Alınan parça patoloji laboratuvarında incelenir ve biyopsi sonucuna göre tedavinin seyri belirlenir. Bu işlem kesin teşhis amacı ile nodülü olan tüm hastalara uygulanı
Kimler Tiroid Hastalıkları İçin Risk Altındadır?
- Besinler ve su ile yeterli iyot alamayan kişiler
- Ailesinde tiroit hastalığı olanlar
- Gebelik dönemindeki kadınlar
- Baş boyun bölgesine radyasyon öyküsü olanlar
- 55 yaş üzeri kadınlar
- 65 yaş üzeri erkekler
- Daha önceden tiroid otoantikorlarının varlığı
- Pernisiyoz anemisi olanlar
- Diabetes mellitusu olanlar
- Tiroid fonksiyonlarını etkileyen bazı ilaçların kullanımı
durumunda tiroid hastalıkları açısından riskli gruptasınız demektir. Riskli grupta iseniz, nodül varlığından kuşkulanıyorsanız ya da hipotiroidizm/tirotoksikoz belirtilerinden bazılarını yaşıyorsanız en yakın zamanda hekiminize başvurarak tiroid muayenesi yaptırmayı ihmal etmeyin.
Tiroid Rahatsızlıkları Neden Olur?
İyot eksikliği tiroid büyümesinin yani guatr oluşmasının en önemli nedeni olarak görülür. Tiroid büyümesi hipotiroidi ve diğer tiroid hastalıklarının oluşumunu tetikleyebilir.
Tiroid Hastalığı Tehlikeli midir?
Tiroid nodülleri yüzde 5 ile 10 arasında bir oran ile kanser riski taşır. Nodüllerin büyük bir bölümü iyi huyludur ve 2 cm çapına ulaşana kadar fark edilmezler.
Tiroid Hastalığı Hangi Organlara Zarar Verir?
Hastanın tiroid hormonu yetersizliği kısa sürede tedavi edilmediği takdirde kolesterol yükselir ve kalp ve beyin damarları tıkanabilir, kalp krizi ve inme riski artar. Yani tiroid hastalıkları dolaylı yoldan da olsa organlara zarar verebilmektedir.
Tiroid Bezi Hangi Doktor Bakar?
Tiroidlerinde sorun yaşayan kişilerin Genel Cerrahi uzmanlarına başvurmaları gerekir. Doktorun yönlendirmesi ile endokrinoloji bölümü hasta ile ilgili ileri tetkikleri uygulayabilir.
Tiroid Kanseri Nasıl Başlar?
Tiroid bezi kanseri çoğu zaman sinsi şekilde ilerler ve belirti vermez. Farklı bir hastalığın tetkiki sırasında ya da guatr takibi esnasında fark edilebilir. Nadir olarak boyunda kitle, ses kısılması, yutkunmada güçlük, çok nadir olarak da kemik kırıkları, hipertrioid ( zehirli guatr) ile kendisini belli edebilir.