Hemoroid
Hemoroid Nedir?
Hemoroidler, anal kanalda yerleşmiş olan ve her sağlıklı bireyde bulunan damarsal yapılardır; mukoza, düz kas dokusu, elastik bağ dokusu ve kan damarlarından oluşur. Hemoroidin, onu destekleyen bu yapılar ile birlikte, anal kanalın kasılıp kapanarak dışkının ve gazın tutulmasında rol oynadığı düşünülür. Bu damarsal yapıların aşırı büyümesi sarkma,kanama ve ağrıya yol açarak hemoroidal hastalığa neden olur.
İçindekiler
- Hemoroid Nedir?
- Hemoroid Hastalığı Neden Oluşur?
- Hemoridal hastalık semtom ve yerleşim yerine göre 4 evrede sınıflandırılmıştır.
- Hemoroid Hastalığı Açısından Kimler Risk Altındadır?
- Hemoroid Hastalığının Belirtileri (Semptomları) Nelerdir?
- Tromboze Hemoroid Nedir?
- Hemoroid Hastalığında Tanı Nasıl Konulur?
- Hemoroid Hastalığının Kanserle İlişkisi Var mıdır?
- Hemoroid Hastalığının İlaçla Tedavisi Mümkün müdür?
- Hemoroid Hastalığında Uygulanacak Tedavi Neye Göre Belirlenir?
- Hemoroid Tedavisinde Ameliyat Dışı Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
- Hemoroid Tedavisinde İnfrared Fotokoagülasyon Yöntemi Nedir?
- Hemoroid Tedavisinde Bant Ligasyon (Boğma Yöntemi) Nedir?
- Hemoroid Tedavisinde Skleroterapi (İğne Yöntemi) Nedir?
- Hemoroid Tedavisinde Zımbalama (De Longo-Stapler) Yöntemi Nedir?
- Hemoroid Tedavisinde Hemoroidal Arter Ligasyonu (Bağlama) Yöntemi Nedir?
- Hemoroid Tedavisinde Ligasure Yöntemi Nedir?
- Hemoroid Tedavisinde Lazer Nasıl Kullanılır?
- Klasik Hemoroid Ameliyatı (Hemoroidektomi) Nedir?
- Hemoroid Ameliyatı Sonrası Hangi Şikayetler Oluşabilir?
- Hemoroid Ameliyatı Sonrası Süreç Nasıldır?
- Gebelikte Hemoroid Neden Olur, Nasıl Tedavi Edilir?
- Hemoroid Tedaviden Sonra Tekrarlar mı?
- Hemoroid Hastalığının Tekrarlamaması İçin Ne Yapılmalıdır?
- Beslenmenin Hemoroid Hastalığındaki Rolü Nedir?
Hemoroidler normalde üç adet hemoroid yastıkçığı biçiminde anal kanalda yerleşim gösterir. Bu yastıkçıklar anal kanalın sağ ön, sağ arka ve sol yan kısımlarında yer alırlar.
Anal kanaldaki bir oluşuma hemoroid diyebilmek için; alt rektal ve üst anal mukozanın belirgin şekilde yer değiştirmiş olması, mukozanın altında genişlemiş venöz yapıların görülmesi ve anal boşluğa doğru kabartıların bulunması gerekmektedir.
Hemoroidal damarlar, internal ve eksternal olmak üzere iki şekilde görülür. Eksternal hemoroidler, anal kanalın alt dış kısmında bulunup, linea dentatusun altında yerleşen inferior rektal venlerden oluşmaktadır. İnternal hemoroidler, rektumun son kısmı ile anüs arasında bulunup, linea dentatus ve altta yatan mukozanın üzerinde oluşan superior ve medius rektal venlerden oluşur. Hemoroidlerin içindeki kan parlak kırmızı renktedir.
Yaşla birlikte ya da bazı diğer nedenlerden dolayı, hemoroidleri destekleyen submukozal kas tabakası zayıflar; anal yastıkçıklar dışkının uyguladığı basınç ile aşağıya doğru yer değiştirir, venlerde oluşan yırtılmalar kanamaya yol açar, tıkanmalar sonucu ağrı ve kaşıntı görülür. Bu duruma enflamasyonun da eklenmesi ile birlikte hemoroid hastalığı oluşur.
Hemoroid Hastalığı Neden Oluşur?
Hemoroid hastalığının meydana gelmesinde öne sürülen üç mekanizma vardır. Mekanik teori; internal hemoroidleri çevre dokuya asan muskulo-fibro-elastik dokunun yaşla birlikte esnekliğini kaybetmesiyle meydana gelen gevşeme ile birlikte hemoroidlerin normal yapısının bozulduğunu savunur. Hemodinamik teoride; artmış intra abdominal basınca bağlı olarak venöz kan akımında geri akım oluşması, dolayısıyla hemoroidlerde şişkinlik ve venöz akımın yavaşlaması veya durması ile oluşan pıhtı oluşumuna yatkınlık suçlanır. Sfinkter teorisinde ise; anal sfinkterlerdeki artmış basıncın hemoroid hastalığına uygun ortam hazırladığı öne sürülmektedir.
Kesin nedeni bilinmemekle beraber;
- Kalıtsal yatkınlık
- Kabızlık
- Aşırı ıkınma
- Yaş
- İshal
- Hamilelik
- Alkol
- Mayalı ve asitli içecekler
- Uzun süre ayakta durmak veya oturmak
- Aşırı baharatlı gıda tüketimi
Hemoroidler, semptom, yerleşim yeri ve büyüklüklerine göre 4 evrede incelenir:
Evre 1: Anal kanal içinde şiş hemoroid yastıkçıkları, kanama ve kaşıntı şikayetine neden olur.
Evre 2: Dışkılama sırasında anal kanaldan dışarıya çıkan hemoroid memeleri, dışkılama sonrası kendiliğinden eski konumuna döner. Kanama ve kaşıntıya ek olarak ağrı oluşmaya başlar.
Evre 3: Dışkılama sırasında dışarı sarkan hemoroid memeleri eski konumuna kendiliğinden dönemez, hasta tarafından elle içeri itilmesi gerekir.
Evre 4: Dışarı sarkan hemoroid memeleri, elle dahi içeri itilemeyecek kadar büyümüştür.
Hemoridal hastalık semtom ve yerleşim yerine göre 4 evrede sınıflandırılmıştır.
Hemoridal hastalık semtom ve yerleşim yerine göre 4 evrede sınıflandırılmıştır.
Dış hemoroidlerin üzeri hassas bir epitel örtüsü ile örtülü olduğundan, bu hemoroidal pleksusta kan pıhtılaşınca anüste ağrılı mor bir kitle oluşumuna neden olur
Hemoroid Hastalığı Açısından Kimler Risk Altındadır?
Hemoroid hastalığı için, kronik kabızlık ve ishal, gebelik, dışkılama sırasında ıkınma alışkanlığı, uzun süre ayakta durmak veya oturmak, bazı meslek grupları(şoförlük gibi), kronik öksürük, obezite, mayalı, asitli içeceklerin ve mayalı gıdaların fazlaca tüketimi, aşırı alkol tüketimi gibi risk faktörleri mevcuttur. Ayrıca iltihabi bağırsak hastalıkları, prostat hipertrofisi, kalp yetmezliği, siroz, karın içi tümörler gibi bazı hastalıklar da hemoroid için risk faktörüdürler. Hemoroid hastalığında ailevi yatkınlığın önemli olduğu da bilinmelidir. Hemoroid hastalığı, asıcı bağların zayıflamasıyla birebir ilişkili olduğundan yaşla birlikte görülme sıklığı artan bir hastalıktır, yaş hemoroid açısından başlı başına bir risk faktörüdür.
Hemoroid Hastalığının Belirtileri (Semptomları) Nelerdir?
İç(internal) hemoroidde, dışkılama sırasında kanama, anüste elle hissedilen meme oluşumu, makatta dolgunluk hissi ve kaşıntı şikayetleri görülebilir.
Dış(eksternal) hemoroidde ise şiddetli ağrı şikayetinin yanı sıra anüs civarına büyüklüğü değişkenlik gösterebilen pıhtılaşmaya bağlı bir şişlik görülür.
Rektal kanama, hastayı hekime getiren en önemli semptomdur. Kanama, daima parlak kırmızı kan damlaları şeklindedir, nadiren çok şiddetlenebilir ve genellikle dışkılamadan sonra görülür. Sıklıkla internal hemoroidlerde görülen rektal kanama, önemsenmediği takdirde derin anemiye yol açabilir.
Ağrı, internal hemoroidler çok ilerlemiş değillerse gellikle ağrısızdırlar. Eksternal hemoroidler, yoğun sinirsel yapılanmanın olduğu bir bölgede geliştiklerinden oldukça ağrılıdırlar. Bu hastalarda ağrı devamlı olup, dışkılama öncesi veya sonrası artış gösterebilir.
Ödemli meme oluşumu, internal hemoroidlerin aşağıya doğru yer değiştirmesi ve anal kanala sarkması durumudur. Dolgunluk hissi ve ağrı da bu duruma eşlik eder.
Anal kaşıntı, özellikle evre 3 ve 4 internal hemoroidlerde görülen akıntı ve anal sfinkterin tam kapanamamasına bağlı olarak dışkının dışarı sızmasıyla meydana gelen kaşıntı durumudur. Dışkının dışarı sızması ciltte kalınlaşma ve tahrişlere de yol açabilir.
Pıhtı gelişimi, sürekli olarak sarkık durumda kalan hemoroidlerde kan akışı bozulur ve pıhtı gelişir. Anal kanal çıkışında kitle oluşturan pıhtı ağrıya yol açar, tedavi edilmezse ülserleşme ve doku ölümüne kadar gidebilir.
Tromboze Hemoroid Nedir?
Hemoroid pakesi içindeki damarlardan birinde kan pıhtılaşırsa, hasta çok şiddetli ağrı duyar. Bu duruma tromboze hemoroid denir.
Hemoroid Hastalığında Tanı Nasıl Konulur?
Hemoroid tanısı için öncelikle anal bakı yani gözle anal muayene ve rektal tuşe yani parmakla muayene yapılmalıdır. Anaskopik muayene uygun vakalarda şarttır. Anaskopi, içinde ışık bulunan konik uçlu silindirik bir cihazın(anaskop) rektum içine ilerletilmesi ile gerçekleştirilir. Birçok hastada ciddi bir komplikasyon oluşturmaz, işlem sonrası hafif bir rahatsızlık hissi olabilir. Anaskopinin yeterli olmadığı durumlarda daha derin bağırsak kısımlarını görebilen proktoskopi, kolonoskopi ile inceleme yapılabilir. Gerekiyorsa baryumlu kolon grafisi çekilebilir, ultrasonografik inceleme yapılabilir.
Hemoroid Hastalığının Kanserle İlişkisi Var mıdır?
Hemoroid hastalığı kansere dönüşmez. Ancak kanser belirtileri ile hemoroid belirtileri benzerlik gösterebildiğinden, kendisinde basur olduğunu düşünen hastalarda başka problemler olduğu ancak detaylı bir fizik muayeneden sonra anlaşılmaktadır. Hekiminiz sizi, apse, fissür, fistül ve kanser yönünden inceleyecek, gerekirse kolonoskopi gibi farklı tanı yöntemleri de uygulayacaktır.
Hemoroid Hastalığının İlaçla Tedavisi Mümkün müdür?
Evre 1-2 hemoroidlerin tedavisinde, önleyici önlemlere ek olarak, ilaç tedavisi uygulanabilir. Hemoroidde ilaç tedavisi daha çok semptom azaltmaya yöneliktir, kalıcı bir tedavi değildir. Hemoroid tedavisinde kullanılan ilaçlar, ağızdan alınan, krem şeklinde lokal uygulanan ve fitil şeklinde uygulananlar olmak üzere üç çeşittir.
Ağızdan alınan ilaçlar, makattaki toplardamarları daraltmak suretiyle ağrı ve kanamayı azaltmak veya mikrodolaşımı düzenleyerek toplardamar dönüşünü rahatlatarak etki gösterirler. Bunlara ek olarak bağırsakları düzenleyerek rahat dışkılamayı sağlayan ilaçlar ve ağrı kesiciler de hekim kontrolünde kullanılabilir.
Krem şeklinde lokal uygulanan ilaçlar, ağrı ve şişlik giderici, kaşıntıyı azaltıcı ve rahatlatıcı etki gösteren pomat ve kremlerdir.
Fitil şeklindeki ilaçlar ise, bölgesel uyuşturucu etki ile ağrıyı azaltır, kaşıntıyı hafifletir ve şişliğin gerilemesini sağlar. Kortizon içeren fitiller cilde zarar verebileceğinden uzun süreli kullanımından kaçınılmalıdır. Ayrıca fitillerin anal kanala yerleştirilmesi sırasında çeşitli çatlak ve yaralar oluşturabileceği unutulmamalıdır.
Önleyici önlemler, ilaç tedavisine eşlik etmelidir, önleyici olmalarının yanısıra yeni oluşmuş hemoroidlerde de küçülme sağlamaktadır. Bunlar, kabızlığın önlenmesi, yeterli sıvı ve lifli gıda alınması, düzenli egzersiz yapılması, uzun süre oturmayı gerektirecek işlerden kaçınılması,aşırı ıkınma alışkanlığından vazgeçilmesidir.
Hemoroid Hastalığında Uygulanacak Tedavi Neye Göre Belirlenir?
Hemoroid hastalığının tedavisinde, carrahi veya cerrahi dışı bütün yöntemler, hemoroid pakesini ortadan kaldırıp yerinde fibröz bir doku oluşturmak, böylece hemoroid yastıkçıklarının submukoza altı kas dokusuna yeniden fikse olmasını(sabitlenmesini) sağlamaktır. Bu sayede hastanın kanama, akıntı, prolapsus gibi semptomları da giderilmiş olur.
Hemoroid tedavisinde cerrahi yöntemler yüzyıllarca tek çözüm olarak görülmüş ve uygulsnmışsa da, ameliyat sonrası ağrı, komplikasyon gelişme riski ve anal sfinkterlerde bozulma şikayetleri nedeniyle, bu yöntemler günümüzde son çözüm olarak benimsenmiş ve önceliği cerrahi dışı yöntemlere bırakmıştır.
Uygulanacak tedavi hastalığın yerleşim yeri, evresi ve semptomların şiddetine göre belirlenir.
Hemoroid Tedavisinde Ameliyat Dışı Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Hemoroid hastalarında beslenme ve dışkılama alışkanlıklarının yeniden düzenlenmesi, hastaların birçoğunda şikayetlerin azalmasına hatta ortadan kalkmasına olanak sağlayacaktır. İlaç tedavisi ve davranış değişikliğiyle küçülmeyen hemoroidlerde ise lastik bantla ligasyon, infrared koagülasyon, skleroterapi gibi yöntemlerden biri kullanılabilir. Bunlar ağrısız ve hastanede yatış gerektirmeyen yöntemlerdir.
Hemoroid Tedavisinde İnfrared Fotokoagülasyon Yöntemi Nedir?
İnfrared koagülasyon, çevre dokularda zarar oluşturmadan, hemoroid pakesini besleyen damar yumağında ısı artışı ile hasar oluşturarak koagülasyona neden olur. Aletin dokuya değdiği bölgelerde kan akımı azalır ve nekroz oluşur. Dokuda oluşan yüzeyel hasar, daha sonra fibrozis ile iyileşir, fibrozis sayesinde hemoroid yastıkçıkları kas liflerine yeniden sabitlenmiş olur.
İnfrared koagülasyon, evre 1 ve 2 hemoroidlerde oldukça başarılı bir yöntemdir. Uygulama için bir anoskop ve infrared koagülatör aleti yeterlidir. İşlem sırasında ve sonrasında hasta kısa süreli yanma ve hafif şiddette ağrı hissedebilir, hafif kanama ve akıntı görülebilir. Anestezi yapılmadan uygulanan minimal invaziv bir yöntemdir, poliklinik koşullarında gerçekleştirilebilir, uygulama süresi 5 dakikadan daha azdır, hasta kısa süre içerisinde günlük yaşamına geri döner.
Hemoroid Tedavisinde Bant Ligasyon (Boğma Yöntemi) Nedir?
Evre 1 ve 2 internal hemoroidlerin kök kısmına anoskop yardımıyla lastik halkalar takılarak, hemoroid pakesinin kan dolaşımının kesilmesi sağlanır. Kan akışı kesilen yastıkçık, iskemik nekroza uğrar ve bir süre sonra kendiliğinden düşer. Bazen evre 3 hemoroidlere de uygulanabilir. Bir seansta genellikle en fazla iki basur memesi bağlanır, 5 hafta kadar sonra ikinci bir seansla diğer pakelere de aynı işlem uygulanabilir.
Anestezi gerektirmeyen bir yöntemdir, poliklinik koşullarında yapılır ve hasta günlük işlerine kısa sürede geri dönebilir. Makatın dış kısmı ağrıya çok duyarlı olduğundan bu yöntem dış hemoroidlerde tercih edilmez. İşlem sonrası kanama görülebildiğinden, kanı sulandırıcı ilaç kullananlara uygulanmaz.
Hemoroid Tedavisinde Skleroterapi (İğne Yöntemi) Nedir?
Genellikle kanama şikyetinin önüne geçmek için uygulanan bu yöntemde, hemoroid pakesinin başlangıç yerine, nasırlaştırıcı ve kurutucu bir madde enjekte edilir, bu bölgede sinirsel yapı gelişmemiş olduğundan ağrı hissedilmez. Sklerozan madde bu bölgede etkisi uzun süre hafif şiddette seyreden bir iltihabi sürece yol açar; oluşan fibrotik dokular aracılığıyla damarlar büzülür, kanama azaltılmış olur. Evre 1 ve evre 2 gibi erken dönem internal hemoroidlerde uygulanmakla birlikte etkin bir tedavi yöntemi değilir, bunun yanında karaciğer, pankreas ve prostat başta olmak üzere birçok çevre organ ve dokuda komplikasyonlara yol açabildiğinden tercih edilmez. Anal bölgede abse, fistül, fissür gibi başka bir hastalığı olanlarda skleroterapi yöntemi kullanılamaz.
Hemoroid Tedavisinde Zımbalama (De Longo-Stapler) Yöntemi Nedir?
Evre 2 ve 3 te tercih edilen bu yöntemin amacı, hemoroidal yastıkçıkların aşağıya sarkmasını önlemek olup, hemoroidektomi ameliyatında olduğu gibi pakelerin ekzisyonu yapılmaz.İleri derece prolobe eksternal hemoroidlerde uygulanamaz. Longo tekniğinde, hemoroidin üstündeki gevşek mukozal doku, anüsün 3-4 cm yukarısında toplanır. Bunun yanında submukozal yastıkçıklara giden hemoroidal damarlar da çıkarılmakta, böylece hem pakelerin küçülmesi hem de kan akımının azaltılarak gerilemesi sağlanmış olur. Stapler adı verilen cihaz yardımıyla gevşemiş doku çıkartılır ve dikilir. Dikiş yapılan bölge sinirsel açıdan zengin bir bölge olmadığından, hasta ağrıyı çok az duyumsar. Ameliyat sonrası hastanın ağız yolu ile alacağı bir ağrı kesici, ağrı hafifletmede genellikle yeterli olacaktır. Ameliyat sonrası yara bakımı, oturma banyosu vb. işlemlere gerek olmayıp, hasta 5 ila 10 günlük bir süre sonra işine ve günlük rutinine dönebilecektir. Nüks yani tekrarlama oranı ligaşure eksizyona göre biraz yüksektir.Uygun vakalarda bizimde çok tercih ettiğimiz bir yöntemdir.
Hemoroid Tedavisinde Hemoroidal Arter Ligasyonu (Bağlama) Yöntemi Nedir?
Hemoroidal arter ligasyonu, evre 1-2-3-4 hemoroidlerde ve özellikle yoğun kanamalı hemoroidlerde tercih edilen bir yöntemdir. Proktoskop/doppler birleşik cihazı yardımıyla submukozal üst arter bulunup bağlanır. Böylece hemoroid pakesini besleyen arter devredışı bırakılmış olacağından, hemoroid beslenemez ve küçülmeye başlar. Kan akımı da kesilmiş olacağından, yoğun kanamalı hemoroid hastaları için oldukça başarılı bir yöntemdir. İşlem sonunda, ağrı ve kanama gibi sendromlar kısa süre içinde geriler, tedaviye tam yanıt ise 6 hafta kadar sonra gözlenir. Bu yöntemin avantajları, kolay uygulanabilir olması, operasyon sonrası ağrı şikayetinin hiç olmaması, yine operasyon sonrası pansuman gerektirmemesi, semptomların hızlıca gerilemesi ve gelişebilecek komplikasyonların görece daha hafif olmasıdır. Nüks oranı düşüktür ancak gerekli olursa, aynı hastaya yeniden uygulanabilen bir işlemdir. Diğer yöntemlerle kombine edilebilir.
Hemoroid Tedavisinde Ligasure Yöntemi Nedir?
Klasik hemoroidektomi ameliyatında kullanılan neşterin yerine kesilecek yeri yakarak kesen ligasure cihazının kullanılmasıdır. Bu yöntem en az ısı yayılımı ve en az kömürleşme ile gerçekleştirildiğinden, ameliyat oldukça kısa sürer, ameliyat sırasında kanama minimumdur ve bu nedenle dikiş atmayı gerektirmez. Evre 3 ve 4 iç ve dış hemoroidlerin tedavisinde kullanılır. Klasik cerrahiye göre operasyon sonrası ağrı oldukça azdır, hastanın günlük rutinine dönmesi daha kısa sürede gerçekleşir.Eğer eksizyon yapilacaksa en ideali ligaşur kullanarak eksizyondur.Halk arasında kansız dikişsiz ameliyat olarakta bilinir.Bizimde çok tercih ettiğimiz bir yöntemdir.
Hemoroid Tedavisinde Lazer Nasıl Kullanılır?
Evre 1 ve 2 hemoroidlerde ND yag lazer ile koagülasyon işlemi uygulanmaktadır. Bu cihaz bazı merkezlerde evre 3 ve 4 hemoroidlerde ekzisyon amaçlı kullanılmaktadır. Ancak biz iyileşmenin daha hızlı olması ve komplikasyon riskinin düşüklüğü nedeniyle eksizyon için yüksek frekanslı ses dalgaları(radyofrekans) üreten cihazı tercih etmekteyiz.Evre 1 ve 2 hemoroidlerde lazer çok başarılıdır.İlerlememiş vakalarda lazer uygulama kolaylığı,tedavi sırasında anestezi gerektirmediği ve hasta hemen günlük hayatına dönebildiği için en sık tercih edilen tedavi şekli olmuştur.Bizimde evre 1 ve 2 de en çok tercih ettiğimiz tedavi şeklidir.
Klasik Hemoroid Ameliyatı (Hemoroidektomi) Nedir?
Hemoroidektomi, hemoroid dokusunun kesilip çıkarılması işlemidir. Evre 3 ve 4 eksternal ve internal hemoroidlerde tercih edilir. Operasyon sırasında, neşter, makas, koter, ligasure ve lazer kullanılabilir. Hemoroid pakesi çıkarılırken, anüse ait hassas cilt dokusu da bir miktar çıkarılacağından, hastanın operasyon sonrası orta şiddette bir ağrı çekmesi olağandır. Uygun teknik ve iyi planlanarak uygulanmış bir cerrahi bu postoperatif şikayetlerin oldukça hafif seyretmesini sağlayacaktır. Kapalı ve açık hemoroidektomi olmak üzere iki çeşittir. Açık teknikte, genişlemiş hemoroid pakeleri tek tek ayrılarak, üstteki mukoza ile birlikte çıkarılır, mukozasız alan mukoza flepleriyle kapatılmaz. Kapalı teknikte ise tek fark mukozasız çıplak alanların mukoza flepleriyle kapatılmasıdır. Hemoroidektomi ameliyatı sonrası kişiye hekim tarafından, ağızdan alınan ağrı kesiciler, sıcak oturma banyoları, çeşitli pomadlar önerilecek, bunların düzenli kullanılması durumunda kişi yaklaşık 10 gün içerisinde günlük rutinine geri dönebilecektir.
Hemoroid Ameliyatı Sonrası Hangi Şikayetler Oluşabilir?
Hemoroid ameliyatı sonrası en sık görülen şikayet ağrıdır. Hastaların %20 kadarında ameliyata bağlı geçici idrar yapma zorluğu görülebilir, bazı durumlarda idrar sondası yardımı ile idrar boşaltılabilir. Ameliyattan sonraki ilk birkaç gün hasta dışkılamakta çekingen davranabilir, buna bağlı kabızlık gelişir, üç gün içinde düzelmezse laksatifler kullanılabilir. Ameliyat yerlerinde tam kapanamama, dikişlerin açılması ve enfeksiyon gibi etkenlere bağlı olarak kanama görülebilir. Küçük deri çıkıntılarının kalması ve hemoroidin makattan sarkmaya devam etmesi görülebilir. Bazı hastalarda nadiren makat darlığı gelişir. Yine bazı hastalarda anal fistül ve fissür gelişebilir.Sfinkterektomi yapılan yaşlı hastalarda dışkı veya gaz kaçırma görülebilir. Çoğu hastada enfeksiyon gelişmez, ancak enfeksiyon korkusuyla makat aşırı temizlenmeye çalışılırsa kaşıntı şikayeti gelişebilir.
Hemoroid Ameliyatı Sonrası Süreç Nasıldır?
Hemoroid ameliyatı sonrası ağrı ve diğer şikayetlerin gözlenmesi ve hastanın gözlem altında tutulması için hastanın bir gece hastanede yatışı istenir. Ertesi gün hasta hekimin kontrolünde ve tekrar muayeneye gelmek üzere taburcu edilir.
Gebelikte Hemoroid Neden Olur, Nasıl Tedavi Edilir?
Gebelerde hemoroid görülme sıklığı %15-20 civarındadır. Kilo artışı, pelvisin dolmasına bağlı hemoroidal damarlarda basınç ve genişleme, doğuma hazırlık amaçlı bağ dokunun gevşemesi gibi faktörlere bağlı olduğu düşünülür. Gebelerde hemoroid, ameliyat dışı düzenlemelerle çözülmeye çalışılır. Oturma banyoları, kremler ve diyet değişiklikleri ile gebelik hemoroidine bağlı şikayetler kontrol altına alınabilir.
Hemoroid Tedaviden Sonra Tekrarlar mı?
Hemoroid tedavisinde, tedavinin güvenilirliği ön planda olduğu için, mümkün olduğunca ameliyat dışı yöntemler tercih edilir. Evre 1 ve 2 de nüks daha az görülse de evre 3 hemoroidlerde hastalığın tekrarlama oranı daha fazladır, ve hastalığın yeniden görülmesi ya da yeni bir hemoroidde gelişmesi durumunda yeniden ameliyat dışı bir yöntem veya ameliyat gerekebilir.
Hemoroid Hastalığının Tekrarlamaması İçin Ne Yapılmalıdır?
Nüksü önlemek için, lifli diyet, dışkılama alışkanlığının değiştirilmesi ve su tüketiminin artırılması, haftada 3-4 gün egzersiz yapılması önceliklidir. Düzenli at binen, bisiklet kullanan kimselerin, ağır eşyalar taşıyan işçilerin, spor salonlarında ağırlık çalışanların, sürekli oturarak çalışan meslek gruplarının hemoroide karşı dikkatli olmaları gerekmektedir.
Beslenmenin Hemoroid Hastalığındaki Rolü Nedir?
Dışkılama alışkanlığını düzenlemek oldukça önemlidir. Lif alımını artırmak adına, kepekli ekmekler, brokoli, kabak, pırasa marul gibi sebzeler, kayısı başta olmak üzere meyveler düzenli olarak tüketilmelidir. Meyve ve sebze tüketimi bağırsaklarınız düzenli çalışmasını sağlayacak ve kabızlık sorununuzu minimuma indirecektir. Makatta tahrişe yol açan, acı biber, baharat, domates, patlıcan gibi asiditesi yüksek gıdalardan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Su tüketimine önem verilmelidir.
Hemoroid Hastalığından Nasıl Korunurum?
- Günlük 30-40 gr kadar lif oranı yüksek gıdalar tüketin.
- Alınan posanın daha iyi su tutması için su tüketiminize dikkat ediniz.
- Kabızlık probleminiz varsa mutlaka çözün.
- Dışkılama ihtiyacınızı asla ertelemeyin.
- Tuvalette birkaç dakikadan daha uzun süre vakit geçirmeyin.
- Sürekli oturarak çalışıyorsanız, kısa molalar verin.
- Düzenli ve ağır olmayan egzersizi hayatınıza yerleştirin.